5 Eylül 2012 Çarşamba

İSTANBUL HATIRASI/AHMET ÜMİT

Ahmet Ümit...Beni meraklara salan büyük yazar...Ne yapmış böyle,ne yazmış? Aman Allahım demekten kendimi alamıyorum.Soluk soluğa okunacak, buram buram tarih ve macera kokan bir kitap. Muhteşem kalemi sayesinde kitabı okurken gözünüzde canlandırabiliyorsunuz. İstanbul' u o kadar iyi anlatmış ki hemen bir Müze Kart alıp karış karış dolaşmak istedim İstanbul' u. 
Aslında yazarın bu başarısı benim için sürpriz olmadı. Yazar bu kitabının sinyallerini Sultanı Öldürmek adlı kitabında vermişti. Orada da İstanbul hakkında çok güzel, sürpriz diyebileceğimiz bilgiler vermişti. Ama bu sürpriz bilgiler bu kitapta zirveye çıkmış. Her satırında yeni bir bilgi var. Bilgileri anlatırken de ansiklopedik şekilde bırakmamış. O bilgileri romancı kimliğiyle harmanlayıp sunmuş bize. Kitap için kullandığı kaynakçaya bakılırsa çok ciddi emek harcanmış. İşte Ahmet Ümit' i günümüz yazarlarından ayıran en önemli özellik de bence bu. Kitabı bitirdiğimde derin bir nefes alıp "sen yaz ben okuyayım Ahmet Ümit" dedim. Kitapta o kadar güzel satırlar var ki hangi birini alıp koyayım buraya? Anlatılmaz okunur türden bir kitap. Verdiğiniz parayı her kuruşuna kadar hak eden bir kitap. Üstelik size yeni bir hedef kazandırabilir.Alınacaklar listeniz değişebilir.Örneğin bir Müze Kart, bir fotoğraf makinesi, bir harita ve bir de akbil ekleyebilirsiniz.
Yazar sadece İstanbul' u anlatmakla kalmamış mitolojik bilgiler de vermiş İstanbul' a giden yolda. Bu sebeple hemen listeme Tübitak kitaplarından Roma ve Yunan Mitolojisi kitabını da ekledim. Bu da yeni bir olay değil Ahmet Ümit adına. Yazar diğer kitaplarında da ana konuyu anlatırken sizi başka şeyleri de merak edip araştırmaya yöneltiyordu. Bu kitabında da devam etmiş alışkanlığı. 
Ancak Ahmet Ümit' in gerek Sultan' ı Öldürmek' te gerekse İstanbul Hatırası' nda gerçek görüşlerine tam olarak yer veremediğini hissettim. Aslında Sultan' ı Öldürmek kitabında "her milletin kahramanları vardır ve onları didik didik etmemek lazımdır" diyerek bu çekincesini açıklamıştı ama bence biraz daha cesaretli olup eleştirilerini yapmalı. Saygı çerçevesinde yapılan her eleştiri kabul görür diye düşünüyorum.

Kitap idefix' te 17,5 TL kitapyurdu' nda ise 15 TL

Keyifli okumalar...Ahmet Ümit' e derin saygılar...

5 Ağustos 2012 Pazar

BAHÇEMDE YEŞEREN UMUTLAR/DEBBIE MACOMBER


Debbie Macomber' ın şu ana kadar üç kitabını okudum ve hepsini de bu sayfalarda paylaştım. Bu üç kitabı da okumama vesile olan değerli Cenky' e teşekkür ederim...Bu kitabın bana geliş öyküsü hayli ilginç bana göre.Diğer kitapları sevgili eşim Ozhano' ya verip Cenky' e götürmesini söylemiştim. Akşam eve döndüğümde D&R paketini görünce gözlerimin içi güldü.Sandım ki eşim bana kitap aldı -aslında bu bir mucize olurdu-. Eşim, Cenky' nin annesi Selma teyzenin ve Cenky' nin aynı anda bu kitabı aldıklarını ve fazla olan kitabı bana gönderdiklerini söyledi. Kısmetime bakın benim...Ben sevinmeyeyim de kim sevinsin öyle değil mi? Hal böyle olunca başladım kitabı okumaya...
Kitap, Debbie Macomber'in diğer kitaplarından farklı bir tatta değil elbette. Türü aynı, cümleler aynı, kurgu aynı. "Gerçek yolculuk eve dönüştür" diye başlayan bir kitap vardı "Rücu" adında.Bana kitabın bu cümlesini hatırlattı desem yanlış olmaz. Çünkü kitabın baş karakteri Susannah' ın gerçek yolculuğu, babasının vefatının ardından annesini huzurevine yerleştirmek için döndüğü evinde başlıyor. Susannah bu dönüş sırasında hep öfke duyduğu, hatta ölümünden zerre kadar etkilenmediği babasını tanıma fırsatını bulurken "bitti" dediği kocasına olan aşkını da yeniden anlamlandırıyor ve evliliğine, ailesine sıkı sıkıya bağlanıyor. Ön yargılarımızdan kurtulmanın insanları anlamaktan geçtiğini anlatan harika bir kitap... Ancak yine çevirmen iyi bir iş çıkaramamış. Kitap fazlasıyla çeviri hatalarıyla dolu.Üstelik aynı çevirmenin çevirisi olduğu halde maalesef çevirmende hiçbir ilerleme yok...
Kitabı bir solukta okuyacağınızdan emin olabilirsiniz. Keyifli, sıcacık bir kitap dostluklar ve aile ilişkileri üzerine... Bu sıcak yaz günlerinde okunabilecek kitaplar listesinde bir kitap...
Yazarın son kitabı "Küçük Mucizeler Dükkanına Dönüş" ten de bir bölüm verilmiş kitabın sonunda. Eğer o kitabı da okursam burada paylaşırım memnuniyetle.
Kitap şu an %25 indirimle satılıyor.Fiyatı 12 TL civarında.
Bir not da kitap fiyatları üzerine. Önceden kitap fiyatları çok yüksekti.Ancak e-ticaret başladıktan sonra kitap fiyatları çok düştü. Lütfen korsan kitap almayalım...Emeğe saygı bu kadar zor olmasa gerek...

22 Temmuz 2012 Pazar

SULTANI ÖLDÜRMEK/AHMET ÜMİT



Ahmet Ümit, bence bu ülkede yetişmiş en iyi yazarlardan biri. Benim gözümde onun bu değerde olmasının sebebi romanlarındaki konuların dışında Türkçe hakimiyetidir. Türkçe' ye o kadar hakim bir yazar ki kitaplarını okurken yığınla kelime katıyorsunuz kelime dağarcığınıza. Roman konularına gelince biraz popülist yaklaştığı doğru.Örneğin Mevlana moda olduğunda Bab-ı Esrar' ı yazmıştı. Şimdi ise Osmanlı Tarihi modasına ayak uydurmuş gözüküyor.Ancak Ahmet Ümit' i bu "popülist yazarlardan" farklı kılan bir unsur var. O da dersine çok iyi çalışıyor olması. Kitabın sonunda yararlandığı kaynaklar kısmından da bunu net bir şekilde görebilirsiniz. Gelelim şimdi kitaba...
Ahmet Ümit bu romanında kurguyu psikojenik füg hastası olan bir tarih profesörü üzerinde inşa etmiş. Müştak Serhazin' in çocukluk travmaları ve ardından unutamadığı aşkı Nüzhet' in onu terketmesiyle yaşadığı büyük yıkım.... Biraz Dostoyevski, biraz Freud, bolca Fatih Sultan Mehmet... Her milletin kahramanlara ihtiyacı vardır.İşte bu ihtiyaç sebebiyle hiç kimse milli kahramanların hayatlarını didik didik etmemelidir. Kitabın özeti bence bu...
Eğer Fatih Sultan Mehmet hakkında gerçekten detaylı ve güzel bilgiler almak istiyorsanız ve polisiye romanları seviyorsanız bu kitabı mutlaka okumalısınız. Kitabın Dostoyevski tarzında olması da ayrı bir güzellik olmuş kitap için.Okurken adeta bir film izliyormuş gibi oluyorsunuz.
Ahmet Ümit' in kalemine sağlık. Yakında bu blogda Ahmet Ümit' in İstanbul Hatırası' nı a bulacaksınız. Zaten "Sultanı Öldürmek" te İstanbul' u ne kadar iyi tanıdığını göstermiş yazar. İstanbul Hatırası' nda eminim bu kitabından çok daha fazla "İstanbul Kokusu" olacak.... Sevseniz de sevmeseniz de İstanbul, tarih kokan bir şehir ve emin olun ben İstanbul 'u bu kadar sevmemiş ve merak etmemiştim bir Ankaralı olarak...

Kitap D&R' da %25 indirimle 15 TL ye satılıyor.

Keyifli Okumalar....

Arka Kapak










Kapak Tasarımı:Utku Lomlu


Baskı Yılı: 2012
Dili: Türkçe

Yayınevi: Everest Yayınları


Sayfa Sayısı: 528


Ahmet Ümit, kusursuz bir kurguyla ele aldığı bu cinayet-aşk-tarih örgüsünde edebiyat okurlarının gözündeki ayrıcalıklı yerini bir kez daha sağlamlaştırıyor.

"...Ve Sultan Mehmed Han. Mehmed Han oğlu Murad Han oğlu Fatih Sultan Mehmed Han. İki karanın ve iki denizin hâkimi. Allah'ın yeryüzündeki gölgesi. Kostantiniyye'yi zapt eden padişah. Roma İmparatorluğu'nun doğal varisi, farklı dinlerden, farklı dillerden, farklı ırklardan yepyeni bir millet yaratma aşkıyla yanıp tutuşan kudretli hükümdar. Uçsuz bucaksız ovalarda at koşturan ordular. Kılıç sesleri, savaş naraları, korku çığlıkları. Ardı ardına düşen şehirler, ardı ardına yıkılan devletler, ardı ardına el değiştiren kaleler. Kırk dokuz yaşında dünyaya nam salmış bir hükümdar. Ve değişmez kader. Akşama kavuşan gün. Ecel şerbetini içen insan. Ve Fatih Sultan Mehmed'in şüpheli ölümü. Ve onun iki şehzadesi. İkiye bölünen saray, ikiye bölünen devlet, hiçbir şeyden haberi olmayan bir halk. Ve iki şehzadenin kanlı boğazlaşması sürerken saray odasında unutulan Fatih Sultan Mehmed Han'ın cansız bedeni..."

Ahmet Ümit'in Nisan ayında yayınlanacak romanı Sultanı Öldürmek bu satırlarla başlıyor. Yıllardır aynı kadını bekleyen bir tarihçinin hikâyesi bu. Şahane bir aşk için harcanmış bir ömrün hikâyesi... Serhazinlerin son temsilcisi Müştak Serhazin'in başından geçen dört günlük tuhaf bir serüven. Sapında Fatih Sultan Mehmed'in tuğrası bulunan mektup açacağıyla öldürülmüş bir tarih profesörü... Bir aşk cinayeti mi? Yoksa kökleri "Ulu Hakan"ın şüpheli ölümüne uzanan bir entrika mı? Osmanlı devletinin bir imparatorluğa dönüştüğü o zaferler ve ihanetlerle dolu günlere yapılan sıradışı bir yolculuk. Ve bu heyecan verici yolculuk boyunca kulaklardan eksik olmayan o kadim soru: Tarih, geçmişte yaşananlar mıdır, yoksa tarihçilerin anlattıkları mı?

"Biri, sizi cinayet işlemekle suçladığında deliller bulur, tanıklar gösterir, bunun bir iftira olduğunu kanıtlamaya çalışırsınız, ama sizi itham eden kişi bizzat kendinizseniz, ne yaparsınız?"

30 Haziran 2012 Cumartesi

BİR YUMAK MUTLULUK/DEBBIE MACOMBER

Debbie Macomber' ın ikinci kitabı Bir Yumak Mutluluk.... Küçük Mucizeler Dükkanı' nın baş kahramanı Lydia' nın açtığı "Bir Yumak Mutluluk" isimli ip satılan ve örgü kursu açılan dükkanda geçiyor olaylar yine. Ancak bir devam kitabı niteliğinde kesinlikle değil. İlk kitabı okumak zorunda değilsiniz çünkü iki kitap birbirinden tamamen bağımsız. Zaten bu kitapta, bir önceki kitapta adı geçen kahramanlar hakkında da zaman zaman bilgiler verilmiş. Kitap ilk kitap gibi oldukça keyifli.Kafanızı biraz boşaltmak istiyorsanız keyifle okuyacağınız bir kitap Bir Yumak Mutluluk... Ancak çeviriden kaynaklı hatalar ilk kitaba göre daha fazla ve hatta zaman zaman rahatsızlık verici düzeyde. Yine de her düzeyde okuyucuya hitap eden bir kitap olması sebebiyle okumanızı öneriyorum. Yine hayat, umut, özgüven, dostluk ve ilişkiler üzerine güzel bir roman.

Kitap şu an  http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=592145&sa=113808405  da indirimli olarak satılıyor.

NOT: Kitabı okurken aklıma "İyilik Bul İyilik Yap" filmi geldi.Üniversitedeyken çıkmıştı bu film.Eşimle gittiğimiz ilk filmdi. Bu kitapta da kahramanlardan biri diğer kahramanlara gizli iyilik yapıyor ve onlardan başkalarına iyilik yapmalarını istiyor.

Keyifli okumalar...


23 Haziran 2012 Cumartesi


Küçük Mucizeler Dükkanı/Debbie Macomber
Martı Yayınları

KÜÇÜK MUCİZELER DÜKKANI

Geçen hafta cumartesi cobansalata.blogspot.com kurucusu ve yazarı Cenky ve sevgili eşi Burcu' ya konuk olduk ailece. Adnan amca mangal hazırlıkları yaparken biz koyu sohbetin tadını çıkardık.Kitaplarla alakası yok ama diğer bir ilgi alanım olan ev dekorasyonuna değinmek isterim hemen.Cenky ve Burcu evi gerçekten çok hoş dekore etmişler. Mekan küçük ama o kadar güzel kullanılmış ki ferah bir havası var. Tabii bunda kullanılan renklerin önemi de çok büyük. Beyaz ve turkuaz mavisi. Duvardaki mavi ile halıdaki mavi birbirinin aynısı. Bu beni ayrıca şaşırttı diyebilirim.Çünkü halıda renk tutturmak çok zordur bilirim.Daha önce bir sene boyunca halı aramışlığım vardır :) Eve göz atarken küçük bir kitaplık ilişti gözüme. Hemen küçük adımlarla kitaplığa gittim (Cenky de benim gibi kitap tutkunudur). Kitaplıktaki birkaç polisiye kitabın arasında "Küçük Mucizeler Dükkanı" ve "Bir Yumak Mutluluk" kitapları gözüme çarptı. Tam ödünç istemek için dönecekken "okumak istersen tavsiye ederiz,al oku" dediler ve ben de "sağ olun" deyip aldım iki kitabı da. Malum İzmit' te çalıştığım için her gün 45 dakika boyunca serviste oluyorum.Boş boş etrafa bakmaktansa kitap okumayı her zaman tercih ederim. İşte bu 45+45 dakikalık yolculuklar boyunca keyifle okuduğum bir kitap oldu Küçük Mucizeler dükkanı.
Kitapta dört farklı kadın karakteri anlatılmış. Bu hayatların içinde beni en çok şu etkiledi diyemiyorum. Çünkü inanın hepsi birbirinden etkileyici hayatlar. Hepsinin hayatından alınabilecek dersler var. Baş kahraman Lydia mesela...Kanserle mücadele etmiş çok küçük yaşlarından itibaren.Ama hep umut dolu... Kahramanlarımızdan biri çocuk sahibi olma konusunda saplantılı, biri eşinin aldatmasıyla birlikte mutsuzluğa mahkum etmiş kendini.Sonuncusu ise kötü bir aileden gelmiş ve hayatının değişmeyeceğinden fazlasıyla emin... Bu dört kadın Lydia' nın açtığı ip dükkanındaki örgü kursunda tanışıyorlar ve hikaye başlıyor. Oldukça zıt karakterlerin birbirlerine nasıl yardım ettiği, hayata bakışlarını ve hayat akışlarını nasıl değiştirdiği güzel bir dille anlatılmış. Emin olun kitabı okuduktan sonra veya okurken kendinizle ilgili bazı şeylerin de farkına varacaksınız. Belki sizi de benim gibi bir değişime sürükleyecek. Hep ertelediğiniz şeyleri yapmak için ayağa kalkacaksınız veya kızgın olduğunuz birini anlamaya başlayacaksınız... Aslında bildiğimiz şeyleri anlatsa da kitap,  film tadında bir hikayeler zinciri olduğundan dolayı daha fazla etki bırakıyor doğrusu....
Kitabın dili oldukça sade. Zaman zaman yazım hataları yok değil. Ama çeviri kitaplarda maalesef fazlasıyla karşılaşılan bir durum bu....
Kitap şu an kitapyurdu.com da indirimli olarak satılıyor. Kaçırmayın derim....
Keyifli okumalar... 

13 Mayıs 2012 Pazar

DUYGULARIN RENGİ/ KATHRYN STOCKETT



Duyguların Rengi...
1940 ların Amerikası' nda geçen tamamen kurgu bir roman olsa da okurda gerçekmiş hissi uyandırmayı başarmış yazar. Beyazlar için çalışan zenci hizmetçileri ve onların sessiz çığlığına kulak vermiş, bunun uğruna arkadaşları tarafından dışlanmış, nişanlısı tarafından terk edilmiş bir beyazı şiir gibi anlatmayı başarmış. Karakterleri o kadar iyi çizmiş ki film izler gibi okunuyor kitap. Zaten kitap filme de alınmış. Kitabı okurken çelişkilerle dolu, yaşanmışlıklardan ziyade öğretilenlerle yaşanılan hayatları görüyorsunuz. Ve aslında bu çelişkili hayatlarda kendi hayatımızı görebiliriz...
Kitapta sorulan sorulardan biri şu: bir zenci tarafından büyütülen bir beyaz nasıl oluyor da daha sonra zenci düşmanı olabiliyor? Diğeri ise şu; nasıl oluyor da çocuğunu emanet ettiğin,elinden yemek yediğin bir zenciyle aynı tuvaleti paylaştığında hasta olabileceğini,çünkü zencilerin hastalıklı olduğunu düşünebiliyorsun?
Eğer siz de dışlanan,aşağılan insanların duygularını anlamak, keyifli bir kitap okumak istiyorsanız şiddetle tavsiye derim...

Arka Kapak:


Renkler Farklı Olsa Da Duygular Hep Aynıdır
Farklı Renkteki Ellerin Birleştiği Bu Romanda Yer Alan Kadınları Unutamayacaksınız

Kaybolmuş ve adaletsiz bir dünya... Mississippi, Jackson; 1962. Siyah kadınlara, beyaz çocukların bakımında güvenilen ancak gümüşleri parlatma konusunda güvenilmeyen bir dönem.
Skeeter, Aibleen ve Minny… Kimse arkadaş olacaklarına inanmazdı. Her biri başka bir gerçeğin peşindeydi. Ve bir araya geldiklerinde anlatılacak sıra dışı bir hikâyeleri oldu.
On yedinci beyaz çocuğunu büyüten ve kendi oğlunun trajik ölümünün neden olduğu yaraları iyileştirmeye çalışan Aibleen, aşçılıktaki başarısı da en az dilinin sivriliği kadar dillerden düşmeyen Minny ve üniversiteden dönüp onu büyüten biricik hizmetçisinin neden evlerinden ayrıldığını anlamaya çalışan Bayan Skeeter. Duyguların Rengi, acıların, acıları alaya almanın, değişimin ve umudun sonsuz zamanda yankılanacak evrensel hikâyesidir.

"Her okurun seçmesi gereken bir kitap…Yılın kurgu şampiyonu. Duyguların Rengi'nin bir konusu var. Gerçek ve önemli bir konusu..."
Huffington Post

"Mutlaka okunmalı.Tek kelimeyle muhteşem."
Observer

"Yazarın bu kitabı muhteşem. Baş döndüren kurgusu, dokunaklı yan hikâyeleri, oldukça eğlenceli anekdotlarıyla sizi büyüleyecek. Bittiğinde üzüleceksiniz."
Psychologies

"İz bırakan, şok eden, cesur ve olağanüstü bir hikâye."
Easy Living

"Stockett, sözcüklerin efendisi. Her açıdan muhteşem bir kitap."
Jackson Free Press

"Dokunaklı, eğlenceli ve aynı zamanda yüz kızartan bir roman. Şiddetle tavsiye ediyorum."
Daily Mail


Çevirmen:Ayça Sağlam

Sayfa Sayısı: 576
Dili: Türkçe
Yayınevi: Pegasus

23 Nisan 2012 Pazartesi

BİN MUHTEŞEM GÜNEŞ/KHALED HOSSEINI


Fiyatı: İdefix fiyatı :7,20 TL

Uçurtma Avcısı' nı okuduktan sonra yaklaşık bir yıldır rafta bekleyen bu kitabı okumak için sabırsızlanıyordum. Şu iki nedenden ötürü kitabı öteledim:
1. Aynı tür kitapları arka arkaya okumam
2. Uzun bir süre hiç kitap okumadım okumaya başlayınca da araya iş kitapları serisi girdi :)

Gelelim kitaba...

Halit Hüseyini yine döktürmüş. Dili harika bir kitap. Daha önce de dediğim gibi, kuşkusuz bunda çevirmenin etkisi büyük. Olay yine Afganistan' da geçiyor. Sovyet Rusya ile yaşanan savaş sırası ve sonrasındaki Taliban dönemi ve Amerika' nın Afganistan' a girişi... Kadın kahramanlar var bu kez. O kadar etkileyici ki zaman zaman kendinizi savaşa, erkeklere kızarken yakalayabiliyorsunuz. Aslında kitabı okurken İslamiyet düşmanı gibi bir izlenime kapılabilirsiniz. Ancak kitapta insan nefsi ile İslamiyet arasındaki farklılıklar anlatılmış. İslamiyet' in nasıl yanlış yorumlandığı, yanlış yaşandığı anlatılmış. Kitabın bazı bölümlerinde Meryem' e ve Leyla' ya ağlayacaksınız. Kendinizi onların yerine koyduğunuzda tüyleriniz ürperecek. Ve en önemlisi kitabı okurken Atatürk' ü bir kez daha saygı ve rahmetle anacaksınız...Bunların yanı sıra dikkatimi çeken bir diğer husus da her iki kitapta da yazar Amerika' nın Afganistan' a huzur ve barış getirdiği mesajını vermesi. Ne diyelim, inşallah öyle olmuştur.