22 Temmuz 2012 Pazar

SULTANI ÖLDÜRMEK/AHMET ÜMİT



Ahmet Ümit, bence bu ülkede yetişmiş en iyi yazarlardan biri. Benim gözümde onun bu değerde olmasının sebebi romanlarındaki konuların dışında Türkçe hakimiyetidir. Türkçe' ye o kadar hakim bir yazar ki kitaplarını okurken yığınla kelime katıyorsunuz kelime dağarcığınıza. Roman konularına gelince biraz popülist yaklaştığı doğru.Örneğin Mevlana moda olduğunda Bab-ı Esrar' ı yazmıştı. Şimdi ise Osmanlı Tarihi modasına ayak uydurmuş gözüküyor.Ancak Ahmet Ümit' i bu "popülist yazarlardan" farklı kılan bir unsur var. O da dersine çok iyi çalışıyor olması. Kitabın sonunda yararlandığı kaynaklar kısmından da bunu net bir şekilde görebilirsiniz. Gelelim şimdi kitaba...
Ahmet Ümit bu romanında kurguyu psikojenik füg hastası olan bir tarih profesörü üzerinde inşa etmiş. Müştak Serhazin' in çocukluk travmaları ve ardından unutamadığı aşkı Nüzhet' in onu terketmesiyle yaşadığı büyük yıkım.... Biraz Dostoyevski, biraz Freud, bolca Fatih Sultan Mehmet... Her milletin kahramanlara ihtiyacı vardır.İşte bu ihtiyaç sebebiyle hiç kimse milli kahramanların hayatlarını didik didik etmemelidir. Kitabın özeti bence bu...
Eğer Fatih Sultan Mehmet hakkında gerçekten detaylı ve güzel bilgiler almak istiyorsanız ve polisiye romanları seviyorsanız bu kitabı mutlaka okumalısınız. Kitabın Dostoyevski tarzında olması da ayrı bir güzellik olmuş kitap için.Okurken adeta bir film izliyormuş gibi oluyorsunuz.
Ahmet Ümit' in kalemine sağlık. Yakında bu blogda Ahmet Ümit' in İstanbul Hatırası' nı a bulacaksınız. Zaten "Sultanı Öldürmek" te İstanbul' u ne kadar iyi tanıdığını göstermiş yazar. İstanbul Hatırası' nda eminim bu kitabından çok daha fazla "İstanbul Kokusu" olacak.... Sevseniz de sevmeseniz de İstanbul, tarih kokan bir şehir ve emin olun ben İstanbul 'u bu kadar sevmemiş ve merak etmemiştim bir Ankaralı olarak...

Kitap D&R' da %25 indirimle 15 TL ye satılıyor.

Keyifli Okumalar....

Arka Kapak










Kapak Tasarımı:Utku Lomlu


Baskı Yılı: 2012
Dili: Türkçe

Yayınevi: Everest Yayınları


Sayfa Sayısı: 528


Ahmet Ümit, kusursuz bir kurguyla ele aldığı bu cinayet-aşk-tarih örgüsünde edebiyat okurlarının gözündeki ayrıcalıklı yerini bir kez daha sağlamlaştırıyor.

"...Ve Sultan Mehmed Han. Mehmed Han oğlu Murad Han oğlu Fatih Sultan Mehmed Han. İki karanın ve iki denizin hâkimi. Allah'ın yeryüzündeki gölgesi. Kostantiniyye'yi zapt eden padişah. Roma İmparatorluğu'nun doğal varisi, farklı dinlerden, farklı dillerden, farklı ırklardan yepyeni bir millet yaratma aşkıyla yanıp tutuşan kudretli hükümdar. Uçsuz bucaksız ovalarda at koşturan ordular. Kılıç sesleri, savaş naraları, korku çığlıkları. Ardı ardına düşen şehirler, ardı ardına yıkılan devletler, ardı ardına el değiştiren kaleler. Kırk dokuz yaşında dünyaya nam salmış bir hükümdar. Ve değişmez kader. Akşama kavuşan gün. Ecel şerbetini içen insan. Ve Fatih Sultan Mehmed'in şüpheli ölümü. Ve onun iki şehzadesi. İkiye bölünen saray, ikiye bölünen devlet, hiçbir şeyden haberi olmayan bir halk. Ve iki şehzadenin kanlı boğazlaşması sürerken saray odasında unutulan Fatih Sultan Mehmed Han'ın cansız bedeni..."

Ahmet Ümit'in Nisan ayında yayınlanacak romanı Sultanı Öldürmek bu satırlarla başlıyor. Yıllardır aynı kadını bekleyen bir tarihçinin hikâyesi bu. Şahane bir aşk için harcanmış bir ömrün hikâyesi... Serhazinlerin son temsilcisi Müştak Serhazin'in başından geçen dört günlük tuhaf bir serüven. Sapında Fatih Sultan Mehmed'in tuğrası bulunan mektup açacağıyla öldürülmüş bir tarih profesörü... Bir aşk cinayeti mi? Yoksa kökleri "Ulu Hakan"ın şüpheli ölümüne uzanan bir entrika mı? Osmanlı devletinin bir imparatorluğa dönüştüğü o zaferler ve ihanetlerle dolu günlere yapılan sıradışı bir yolculuk. Ve bu heyecan verici yolculuk boyunca kulaklardan eksik olmayan o kadim soru: Tarih, geçmişte yaşananlar mıdır, yoksa tarihçilerin anlattıkları mı?

"Biri, sizi cinayet işlemekle suçladığında deliller bulur, tanıklar gösterir, bunun bir iftira olduğunu kanıtlamaya çalışırsınız, ama sizi itham eden kişi bizzat kendinizseniz, ne yaparsınız?"